TÜRKİYE CANIM FEDA

TÜRKİYE CANIM FEDA

Copyright © 2008-2012 Tüm hakları saklıdır.Karagedik Köyü™
   
  Karagedik Köyü
  Yöresel Yemeklerimiz
 
Paylaş
http://karagedikkoyu-duzici.tr.gg/Y.oe.resel-Yemeklerimiz.htm
http://karagedikkoyu-duzici.tr.gg/Y.oe.resel-Yemeklerimiz.htm
Malzemesi: 1 kase nohut 1 kase dövme 2 çorba kaşığı un 1 top nane veya kekik 3 kg yoğurt >>>>ToğganınYapılışı:<<<< Yoğurt su ile iyice çırpılır. Çırpıldıktan sonra iki çorba kaşığı un ilave edilir. Dövme ile nohut tencerenin içine atılır. Ocakta Dövme ile nohut pişene kadar karıştırılır. Sonra nane ince,ince kıyılır. Çorbanın içine atılır.Yemeğimiz tabaklara konarak nefis çorbamız afiyetle yenir Sadece Osmaniye ve ilçelerine has bir yemek türü olan Toğga, son yıllarda yaygınlaşan hazır yemek kültürü ve fast food alışkanlıklarının artması ile kaybolmaya yüz tutuyor. Şehrimizin Toğga ve benzeri bir çok kültür mirasına sahip çıkılmasını isteyen bazı vatandaşlar; “İletişim araçlarının artması ve özellikle televizyonunun yaygınlaşması ile insanoğlu giderek tek tip kültür üzerine yaşamaya başladı. Bizler mekanik elektronik devrelerden oluşmuş robotlar değiliz, her coğrafyada yaşayan topluluklarının kendine ait bir takım kültürel farklılıkları ve özellikleri vardır. Bugün bir Toğgamız, Tırşiğimiz, bayram kömbemiz ve bunlara benzer Osmaniye mutfağına has ürünlerimize sahip çıkıp gelecek kuşaklara bunları öğretip unutulmamasını sağlamalıyız.” dediler.

http://karagedikkoyu-duzici.tr.gg/Y.oe.resel-Yemeklerimiz.htm

http://karagedikkoyu-duzici.tr.gg/Y.oe.resel-Yemeklerimiz.htm


>>>>YEMEĞİ NASIL YAPILIR?<<<<
1 kg Tırşik yaprağı (pancar) 1 kase yoğurt 1 kg nohut ile dövme 1 çorba kaşığı tuz 4 yemek kaşığı un Yeterince su Tırşik yaprağı ince ince doğranır. Doğranan tırşik yaprağı iyice yıkanır. Bir kase yoğurt çırpılır, nohut ve dövme ile yıkanır. Su ısıtıldığında bunlar kazanın içine konur, tuz ilave edilir. İyice karıştırılır üzerine un eklenir. Bu yaptığımız yemek pişirilmeden önce bir gün bekletilir. Sonra yemek ocağa konularak iyice kaynatılır. Bunu piştiğini anlayınca yemek ocaktan indirilir ve tabaklara servis yapılır. >>>>Tırşik ve Faydaları<<<<
Hekimlerin piri Lokman Hekim. Ölümün ilacının olabileceğini, Kainatı yaratanın, ölümü var eden Mevla’nın şifasını da yarattığına inanarak çevresindeki bütün otları ve bitkileri araştırıp onun üzerinde deneme yanılma yöntemi ile hastalıkların ilacını yapmaya çalışır; Rivayete göre bir bahar günü Misis çevresinde çayırlık bir yamaca dinlenmek için uzanır. Hemen yan tarafındaki otlar arasında bir kıpırtının olduğunun farkına varır. Sessizce sesin geldiği tarafa baktığında birkaç tane farenin ölü bir fareyi güneşe çıkardıklarını görür ve fareler seyre dalar. Fareler ölü fareyi güneşe yatırırlar. Farelerden biri hemen yakında bulunan bir ottan bir parça koparıp, Ölü farenin burnuna sürer. Otun burnuna sürülmesi ile fare canlanır, Lokman Hekim’in dikkatleri bu ota yönelir. Ölümün ilacını bulduğunu düşünür ve gidip o otu tespit eder, bir kaç yaprak koparıp torbasına koyar. Heyecandan haykırarak; Ölümün ilacını buldum, artık insanları öldürmeyeceğim der. Bu arada bir tufan, bir fırtına çıkar fırtınanın durduğunda Lokman Hekimin o güne kadar hazırladığı bütün ilaçların ve aldığı notların tamamının Ceyhan nehrine karıştığı ve Lokman Hekimin ilminin elinden alındığı rivayet edilir. Yöre insanı zaten Lokman Hekim gibidir. Her türlü bitkinin yetiştiği Osmaniye ve çevresinde bu bitkilerden, nebattan gerek gıda gerekse ilaçlar yapmak sureti ile yararlanıldığını görmek mümkündür. Öksürüğe karşı, yeni dünya ağacının çiçeği, Gribe karşı kekik çayı, sarılığa karşı pekmez, Zatüreye karşı balın ilaç olarak kullanıldığı gibi.
Bazı otlarda vardır ki çiğ olarak yendiğinde zehir ihtiva etmektedir. Tirşik pancarı da çiğ yendiği zaman zehir ihtiva ettiğinden dolayı Çukurova’nın bazı yerlerinde adına zehirle eş anlamlı olarak kullanılan yılan otu yılan dili gibi adlarla anılmaktadır. Zehir özelliğinden dolayı pancar otuna ne insanlar, nede diğer canlılar el vurmazlar, çünkü yememden de zarar veren bir bitkidir. Suyu elinize değse elinizi tahriş etmektedir. Yöre insanı bu zehirli otu şifa haline getirmiş yıllarca yemek olarak kullanmaktadır. Pancarı kökünden sökerek, temizledikten sonra tütün kıyar gibi kıyıp, mayalayarak bir çorba yapmaktadır. Bu çorbanın adına da “Tirşik” demektedir. Tirşik yaygın olarak Osmaniye ve köylerinde kullanılmaktadır. Tirşiği güzel yapan tecrübeli Türk kadınları en güzel tirşiğin Andırın Kastal, ‘Ceyhan ırmağı vadisi, Domuzlu dağlarında yetişen çalı pancarından yapıldığını söylüyorlar.
Yapılışı Zehirin yemek haline getirilişi, ince kıyılmış pancar iyice yıkandıktan sonra yaklaşık 70 derece sıcaklıktaki su ile karıştırılmış yoğurt ve karışıma ilave edilmiş döğme ile kıyılmış pancar iyice karıştırılarak, karşımın üzeri kepekli un ile hava almayacak şekilde sıvanarak sıcak bir ortamda akşamdan mayalanmaya bırakılmaktadır.
Sabah yüzündeki un örtüsü alınarak ocağa pişmeye bırakılır. Yaklaşık 1 saat kaynadıktan sonra sarımsak ilave edilerek zehir şifa haline getirilir. Kasım ile mart ayı arasında yetişen tirşik pancarı iyi bir şifa kaynağıdır.
Özellikle aç karnına yendiğinde bağırsak parazitlerine ve gastirit’e iyi geldiği söylenmektedir. Şifasının yanında özellikle Çukurova’nın ekilebilir alanlarında yetiştiğinden dolayı ekin tarlalarına zarar vermektedir. Ekin tarlalarında yetişen pancarın tirşiği de iyi olmamaktadır.
>>>>TIRŞİK DESTANI<<<<
Osmaniye, Düziçi ,Andırın ve Kadirli çevresinde bilinen tirşik yemeği bir çeşit zehirli bitkiden yapılır. Bitkinin adı bu çevrede pancar olarak bilinir. Tirşik pancarı da denir. Başka yerlerde adına, yılan pancarı, yılan burçalağı, ayı kulağı da denir. İki tip olur. Çalı ve kayalık yerlerde yetişen çeşidi büyük yapraklı olur. Tarlada, ekin aralarında, düz ovada yetişen çeşidi ise küçük yapraklıdır. Taze iken yapılarak pişirilir. Yapraklar sertleşir ve ortasından mor renkli çiçeği çıktıktan sonra yapılırsa kesinlikle zehirler. Tehlikelidir. Ama taze iken yapılırsa tehlikeli değildir. Yapraklar tütün kıyımından biraz kaba kıyılır. Büyük bir kazan (1) içine konur. Üzerine yoğurt veya ayran, sıcak su, nohut, dövme (2) ve tuz ilave edilir. Üzeri un ile kaplanır. Ağzı kapatılır. Kabın altı, üstü ve çevresi kalın bez, kilim gibi kalın dokumalarla sarılarak içindeki suyun sıcaklığı muhafaza edilir. Bu işlem akşam yapılır. Sabah ağzı açılıp bakıldığında ekşimiş ve köpürmüş olması gerekir. İyi ekşimesi için bu işi yapanın hamarat biri olması gerekir. Onun giydiği ceket, gömlek gibi çamaşırdan da birini bu kabın üzerine koyarlar. Eşkimiş olan bu karışımı saatlerce kaynatırlar. Ağza alındığında dilimizin ve boğazımızın gıdıklanmaması gerekir. Yapraklarının iyice piştiği anlaşılmalıdır. Bu işlemi bilmeyen bir kişi bu yemeği yapmamalıdır. Karadenizli’nin birisi, Rus işgali sırasında köylerinde yiyecek kıtlığı başlayınca, “Adana’da askerlik yapmıştım, orada bu bitkinin yemeğini yerlerdi. Biz de yapıp yiyelim” diyerek yapar. Bütün ailesi zehirlenip ölür. Öğretmenlik yaptığım köy halkı bana bunu anlatmıştı. Aslen Andırın ilçesi doğumlu olup Osmaniye’de yaşayan öğretmen İsmail Temel bu yemeği çok sevdiği için aşağıdaki destanı yazmıştır.
Pancarın vatanı Tırıl,
Topluyollar harıl harıl,
Yüze güler pırıl pırıl,
Andırın doktoru geldi.
Kastal’da olur iyisi,
Kötü değil hiç birisi.
Tablacıdan gelir sesi,
Andırın doktoru geldi.
Bulgur pilavı olacak,
Tirşik tabağa dolacak.
Yufka yanında gelecek,
Andırın doktoru geldi.
İlaç niyetine alın,
Yan etkisi yoktur bilin.
Pancar geldi, yüze gülün,
Andırın doktoru geldi.
İsmail, tirşiği övüyor.
Yiyen sağlıklı oluyor.
Hastalar pancar geliyor,
Andırın doktoru geldi.
Kelimeler
1- Kazan : Tencerenin büyüğü.
2- Dövme : Kabuğu değirmende soyulmuş buğday.


http://karagedikkoyu-duzici.tr.gg/Y.oe.resel-Yemeklerimiz.htm
http://karagedikkoyu-duzici.tr.gg/Y.oe.resel-Yemeklerimiz.htm


>>>>Malzemeler:<<<<

Yarım kg kıyma.. 1 kg kuru soğan.. Biraz karbonat.. Bir çay bardağı yoğurt.. 2 yumurta.. 1 kg un.. bir tatlı kaşığı tuz.. biber salçası.. karabiber.. kırmızı biber.. katı ve sıvı yağ..

>>>>Yapılışı<<<<

Soğanlar halka halka piyaz şeklinde doğranır ve katı yağda pembeleşene kadar ateşte soldurulur. Altı söndürülüp bir kaşık biber salçası ve çiğ kıyma eklenir. Tuz, karabiber ve kırmızı biber ile iyice karıştırılıp bir köşede bekletilir.

Unun bir kısmı açmak için ayrılır. Yumurta, yoğurt, tuz karıştırılıp olabildiğince sert bir hamur yoğurulur. Sacın büyüklüğüne göre ne ince, ne kalın (bazlama hamuru gibi ) iki hamur açılır. Bir katına, malzem karışık etin beşte biri alabildiğince döşenip ikinci hamur üzerine kapatılır. Kenarları kapatılıp ortasına parmakla delik açılır.

Sac ocağın üzerine konup biraz sıvı yağ dökülür. Hamur, sacın üzerine yayılıp çevire çevire, altına bakarak, arada bir bir kaşık yağ konarak kızartılır. Diğer yüzü çevrilip aynı şekilde kızartılır.




Paylaş


 
  Copyright © 2008-2012 Tüm hakları saklıdır.Karagedik Köyü™  
 


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol